Ara

Vertebral kompresyon kırığı nedir?

Vertebral kompresyon kırığı (VCF), omurga kemiğinin yaralanma kuvvetleri nedeniyle parçalandığı ve deforme olduğu spesifik bir omurga kırığı türüdür.

Vertebral kompresyon kırığı nasıl gelişir?

Omurga kemiği kompakt ve süngerimsi olmak üzere iki tür kemik dokusundan oluşur. Kompakt kemik, omur kemiğinin dış kabuğunu oluşturur. Bu kemik çok sağlamdır ve süngerimsi kemik dokusundan oluşan iç kısım için bir kabuk sağlar. Süngerimsi kemiğin içinde çok fazla boşluk vardır ve süngere benzer. Bu küçük boşluklar kemik iliği ve venöz kan ile doludur. Diğer kemiklerin aksine, omur kemikleri çoğunlukla süngerimsi kemikten oluşur. Bu nedenle, kompresyon kırığından muzdarip olabilirler. Bu kırık benzersizdir çünkü kırık parça yoktur. Aksine, omur deforme olmuş ve parçalanmıştır. Tipik olarak, kemiğin ön kısmı çatlar ve çökerken arka kısmı korunur. Bu durum omurgada anormal bir açı oluşturarak deformiteye, yani normal şeklin kaybolmasına neden olur. Açı çok fazlaysa ve kırık iyileşmezse, yük ilerleyici çökmeye yol açarak deformiteyi artırabilir.

Genellikle omur kemiği oldukça sağlamdır ve kolayca kırılamaz. Sağlıklı kemikte vertebral kompresyon kırığına neden olmak için önemli bir kuvvet gereklidir. Bununla birlikte, kemiği zayıflatabilecek çeşitli durumlar vardır. Osteoporoz, özellikle kadınlarda olmak üzere yaşlı insanları sıklıkla etkileyen bir durumdur. Bu, ilerleyici kemik dokusu kaybı ile karakterize bir durumdur. Sonuç olarak, kemikler zayıf ve kırılgan hale gelir. Bu hastaların vücutlarında vertebral kompresyon kırıkları da dahil olmak üzere farklı kırıklar gelişebilir. VCF’nin bir diğer yaygın nedeni de kanserdir. Omurun içinde büyüyen tümörler genellikle onu aşındırır ve zayıflamasına neden olur. Bu nedenle, osteoporozu veya tümörü olan hastalarda nispeten küçük travmalarla veya hiç travma olmadan kompresyon kırıkları gelişebilir.

Vertebral kompresyon kırığının belirtileri nelerdir?

Vertebral kompresyon kırığının ana belirtisi ağrıdır. Tipik olarak, hastalarda ağrı kırık anından hemen sonra gelişir. Bu ağrı genellikle mekaniktir, yani ayakta durmak veya çalışmak gibi fiziksel bir yükle daha da kötüleşir. Ağrı kronikleşebilir ve kırıktan birkaç ay sonra da devam edebilir. Bazı durumlarda, başlangıçtaki ağrı çok yoğun değildir, ancak ilerleyen çöküşle birlikte dayanılmaz hale gelebilir. Bazı hastalar tekerlekli sandalyeye, hatta yatağa bağımlı hale gelebilir.

Vertebral kompresyon kırığının bir diğer belirtisi de kifozdur. Ön kısım daha fazla çöktüğü için omurga kırık bölgesinde bir açı yapar. Bu açı omurganın öne doğru bükülmesine, yani kifoza neden olur. Kifoz başlangıçta görünmeyebilir; ancak ilerleyen çökme ile deformite önemli ölçüde kötüleşebilir.

Diğer kırık türlerinin aksine, kompresyon kırığı genellikle omurilik kanalının tehlikeye girmesine ve omurilik sıkışmasına yol açmaz. Bu nedenle hastalar genellikle nörolojik olarak sağlamdır.

Vertebral kompresyon kırığı nasıl teşhis edilir?

Fizik muayene ve görüntüleme çalışmaları vertebral kompresyon kırıklarını teşhis etmek için kullanılan iki ana yöntemdir. Muayene, ağrının tam yerini ve deformitenin varlığını ortaya çıkarabilir. MRI, CT veya X-ışınları gibi omurga görüntülemeleri tanı için çok değerlidir. Bu taramalar, etkilenen kemiği, çökme derecesini, deformiteyi, kemik ödemini, spinal kanal durumunu ve diğer birçok ayrıntıyı güzel bir şekilde gösterebilir.

Genellikle fizik muayene ve görüntüleme çalışmaları yeterlidir, ancak tümör mevcutsa, tümörün doğasını bulmak için ek araştırmalar yapılabilir.

Vertebral kompresyon kırığının tedavisi nedir?

Tedavi, semptomların süresine, kompresyon derecesine ve ek yaralanmaların varlığına bağlıdır. Vakaların büyük çoğunluğunda, başlangıçta hastalar ağrı kesici ilaçlar ve istirahat ile tedavi edilir. Bazı durumlarda doktorlar, omurganın hareketlerini geçici olarak kısıtlamak için dış alçılar veya ortezler ekleyebilir.

Ağrı birkaç haftadan daha uzun süre devam ederse cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Vertebroplasti ve kifoplasti, vertebral kompresyon kırıklarının tedavisi için özel prosedürlerdir. Genellikle vertebral ogmentasyon olarak adlandırılırlar. Bu işlemler lokal anestezi, sedasyon veya genel anestezi altında gerçekleştirilebilir. Erişim sağlamak için X-ray kontrolü altında kırık kemiğe bir iğne ilerletilir.

Her iki prosedür de spesifik, biyouyumlu çimento malzemesinin enjeksiyonunu içerir. Vertebroplasti sırasında çimento doğrudan kemik içine enjekte edilir. Kifoplasti veya balon kifoplasti vertebroplastiden biraz farklıdır. Kifoplasti sırasında, çökmüş omur gövdesinin içine bir balon şişirilir. Bu şekilde omur gövdesi yüksekliği ve omurga deformitesi düzeltilebilir. Ayrıca, çimento doğrudan kemiğe değil, boşluğa verilir. Çimento, enjeksiyondan sonra dakikalar içinde sertleşir ve kırılan omur kemiğine destek sağlar.

Her iki prosedür de ağrının kontrol altına alınması açısından çok etkilidir. Prosedür tipinin seçimi tedaviyi yürüten hekime bağlıdır. İşlem minimal invaziv olduğu için hastalar aynı gün taburcu edilebilmektedir. Bu nedenle, bu ameliyat genel durumu kötü olan yaşlı hastalara uygulanabilir. Kanser hastaları da kemo veya radyoterapiye ara vermeden bu ameliyatları olabilirler.